25.07.2018 36122174 ABD menşeli kraftlayner kağıt ithaladında dampinge karşı vergi mahkeme ilk karar ve itiraz süreci

25.07.2018 36122174 ABD menşeli kraftlayner kağıt ithaladında dampinge karşı vergi mahkeme ilk karar ve itiraz süreci

T.C.

TİCARET BAKANLIĞI

Gümrükler Genel Müdürlüğü

Sayı     :20117910-114.01

Konu   :2015/28 Sayılı Tebliğ

 

 

25.07.2018 / 36122174

DAĞITIM YERLERİNE

 

 

 

İthalat Genel Müdürlüğünden alınan 2015/28 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğin iptaline ilişkin 18.07.2018 tarihli ve 73504 sayılı yazı ilişikte gönderilmektedir.

Bilgi ve gereğini rica ederim.

 

 

Mustafa GÜMÜŞ

Bakan a.

Genel Müdür

 

Ek: yazı

 

 

 

Dağıtım: Tüm Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüklerine

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

T.C.

TİCARET BAKANLIĞI

İthalat Genel Müdürlüğü

Sayı     :83096972-220.99 – E.73504                                                                        18.07.2018

Konu   :ABD Menşeli Kraftlayner Kağıtlar

Damping Önlemi

 

 

 

TİCARET BAKANLIĞINA

(Gümrükler Genel Müdürlüğü)

 

 

İlgi      :09.07.2018 tarihli 71088 sayılı yazımız

Malumları olduğu üzere, 14/07/2015 tarihli ve 29416 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2015/28 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (2015/28 sayılı Tebliğ) vasıtasıyla halihazırda 4804.11.11.10.00, 4804.11.15.10.00, 4804.11.90.10.11 ve 4804.11.90.10.12 Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları altında kayıtlı “beyazlatılmamış kraftlayner kağıt” ürününün Amerika Birleşik Devletleri menşeli olanların dampinge karşı kesin önlem yürürlüğe konulmuştur.

Bu kapsamda, 2015/28 sayılı Tebliğ’de yer alan önlem seviyeleri 7/3/2017 tarihli ve 30000 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2017/1 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ ile değiştirilmiştir.

Danıştay 7’nci Dairesi nezdinde, 2015/28 sayılı Tebliğin iptali talebi ile açılan 2015/6922; 2015/6923 ve 2016/1 esas numaralı iptal davalarında, 2015/28 sayılı Tebliğin hukuka uyarlılığının bulunmadığına ilişkin mahkeme kararları Mülga Ekonomi Bakanlığına 5/7/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Söz konusu kararlara karşı temyiz başvurusunda bulunulması düşünülmekte olup, anılan kararlar İlgi (a)’da kayıtlı yazımızla mülga Gümrük ve Ticaret Bakanlığı kayıtlı elektronik posta adresine iletilmiştir. Diğer taraftan kurumlar arası birleşmenin söz konusu olduğu bu dönemde iletişimde teknik aksaklıkların söz konusu olabileceği dikkate alınarak mezkur kararlar bu defa faks ve posta yoluyla Genel Müdürlüklerine iletilmektedir.

Bilgilerini ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28’inci maddesi çerçevesinde anılan mahkeme kararlarının icaplarına göre gerekli işlemlerin Genel Müdürlüklerince tesis edilmesi hususunda gereğini arz ederim.

 

Ahmet Erkan ÇETİNKAYIŞ

Bakan a.

Genel Müdür V.

 

EKLER:

1. ABD Kağıtlar E-2015-6692 Kararı

2. ABD Kağıtlar E-2015-6693 Kararı

3. ABD Kağıtlar E-2016-1 Kararı

 

 

T.C.

DANIŞTAY

YEDİNCİ DAİRE

Esas No: 2016/1

Karar No: 2017/6616

Davacı: Dentaş Ambalaj ve Kağıt Sanayi Anonim Şirketi

Vekili: Av. Süleyman Recep SEVER

Davalı: Ekonomi Bakanlığı ANKARA

Vekili: Av. Sevtap ANGUN

İstemin Özeti: 14.7.2015 tarih ve 29416 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4804.11.11.10.00, 4804.11.15.10.00 ve 4804.11.90.10.00 gümrük tarife istatistik pozisyonlarında sınıflandırılan “metrekaresi 175 gramı geçmeyen beyazlatılmamış kraftlayner kağıtlar” cinsi eşyanın Amerika Birleşik Devletleri menşeli olanlarının ithalinde dampinge karşı verginin yürürlüğe konulmasına dair 2015/28 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğin; dampinge karşı önlem getirilen ürünün hem ithalatçısı hem de endüstriyel son kullanıcısı olan davacının söz konusu malları ithal etmekte ve kendi fabrikalarında oluklu mukavva karton ve kutuların imalatında hammadde veya ara mal olarak kullanmakta olduğu, soruşturma konusu ürünün kalite ve dayanıklık bakımından aynı olmadığı, benzer ürün olarak nitelendirilemeyeceği, yerli üretim dalında bulunan atıl kapasitenin teorik olup, olumsuz ilerlediği iddia edilen göstergelerin soruşturma konusu ürüne değil, firmanın bütün faaliyetlerine ilişkin olduğu, yerli üretim tarafından üretilmeyen ürünlerin dampinge karşı önleme konu edildiği, bu ürünlere karşı dampinge karşı önlem alınmasının mümkün olmadığı, İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulunun teşekkülü ve çalışma esaslarında sorunlar bulunduğu ve ilgili tarafların iddialarının dikkate alınmadığı, zarar ve illiyet bağının olmadığı, oluklu mukavva sanayisinin menfaatlerine karşılık tek bir kağıt üreticisinin menfaatinin gözetildiği, kamu yararının mevcut olmadığı ileri sürülerek iptali, Tebliğin dayanağı 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin önlenmesi Hakkında Kanunun 6’ncı maddesindeki “İthalat Genel Müdürünün veya görevlendireceği genel müdür yardımcısının başkanlığında” ve “İthalat Genel Müdürlüğünün ilgili daire başkanından” ibarelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine müracaat edilmesi istenilerek, anılan Kanun hükümlerine dayanılarak hazırlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 43’üncü maddesinde yer alan “İthalat Genel Müdürünün veya görevlendireceği genel müdür yardımcısının başkanlığında” ve “İthalat Genel Müdürlüğünün ilgili daire başkanından” ibarelerinin ve 44’üncü maddesinde yer alan “Kurul, gerekli hallerde, Kurul Başkanının daveti üzerine toplanır. Toplantı gündemi, Genel Müdürlük tarafından hazırlanır ve gündemde görüşülecek maddelere ilişkin bilgiler Kurul üyelerine önceden gönderilir” ibaresi ile “Oyların eşit olması halinde, Kurul Başkanının oy vermiş olduğu taraf çoğunluğu sağlamış kabul edilir” ve “Kurul Başkanı, görüşülecek konuların niteliğine göre ve istişari mahiyette olmak üzere, Kurul toplantılarına üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerini davet edebilir” ibarelerinin iptali istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Usul yönünden yasal süresinde açılmayan davanın süre aşımı yönünden, reddi, esas yönünden; karar konusunda ithalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulun yetkili olduğu, ilgili daire başkanlığının görevinin teknik değerlendirme ile sınırlı olduğu, Kurulun soruşturmacı tayin etmediği, soruşturmayı yürüten meslek mensubunun oy kullanmadığı, tarafsızlık ilkesinin ihlalinin söz konusu olmadığı, soruşturmanın konusunun oluklu mukavva ya da başka ambalaj malzemesi olmadığı ileri sürülerek yasal dayanaktan yoksun olan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Vedat GÜNDÜZ’ün Düşüncesi: 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun ve İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine ilişkin Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılan soruşturma sonucunda, yerli üretimin soruşturma kapsamındaki ithalat nedeniyle zarara uğradığının tespiti üzerine, dampinge karşı verginin yürürlüğe konulmasına ilişkin 2015/28 sayılı Tebliğde hukuka aykırılık bulunmadığından, İthalatta Haksız Rekabetin önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin de üst hukuk normlarına uygun olarak hazırlandığı anlaşıldığından, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Mukaddes ARAS’ın Düşüncesi: Dava; 14.7.2015 tarih ve 29416 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2015/28 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin önlenmesine İlişkin Tebliğ ile 30.10.1999 tarih ve 23861 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Yönetmeliğin Tebliğe ilişkin 43 üncü maddesinin” …… ithalat Genel Müdürünün veya görevlendireceği genel müdür yardımcısının başkanlığında; “ …….. İthalat Genel Müdürlüğünün ilgili daire başkanından oluşur” tümcesi ile 44 üncü maddesinin ilk fıkrası ve üçüncü fıkrasının “Kurul Başkanının oy vermiş olduğu taraf çoğunluğu sağlamış kabul edilir.” ikinci tümcesi ve dördüncü fıkrasının “Kurul başkanı, görüşelecek konuların niteliğine göre ve istişari mahiyette olmak üzere, Kurul Toplantılarına üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerini davet edebilir.” ilk tümcesinin iptali ile 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Kanunun 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu öne sürülerek Anayasa Mahkemesine gönderilmesi istemine ilişkindir.

Davalı idarenin usule ilişkin iddiası yerinde görülmemiştir.

Davacının Anayasaya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir.

3577 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinde “Genel Müdürlüğün şikayet üzerine veya gerektiğinde re’sen damping veya sübvansiyon incelemesi yapabileceği, dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalattan maddi zarar gördüğünü veya maddi zarar tehdidi altında bulunduğunu veya bu tür ithalatın bir üretim dalının kurulmasını fiziki olarak geciktirdiğini iddia eden üreticiler veya üretim dalı adına hareket eden gerçek veya tüzelkişi veya kuruluşların Genel Müdürlüğe yazılı olarak başvuruda bulunabileceği, şikayet ve incelemeye ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelikle tespit edileceği, 5 inci maddesinde, Genel Müdürlüğün; şikayet üzerine veya gerektiğinde re’sen, verilen bilgi ve belgeler veya mevcut diğer bilgilerin ışığı altında ön incelemeyi yapmak, soruşturma açılıp açılmayacağı hususunda Kurula teklif sunmak, soruşturma açılması halinde, soruşturmayı yürütmek ve önlemlerle ilgili olarak Kurula teklif sunmak, kurulun sekreterlik hizmetlerini yürütmek ve Kurulca verilecek diğer görevleri yapmakla görevli olduğu, 6 ncı maddesinde ise, ithalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulunun, İthalat Genel Müdürünün veya görevlendireceği genel müdür yardımcısının başkanlığında, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin ve Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin birer yetkili temsilcisi ile İthalat Genel Müdürlüğünün ilgili daire başkanından teşekkül edeceği Kurulun gerekirse, üniversitelerden ve diğer kurum ve kuruluşlardan bilgi alabileceği hükmü yer almıştır.

İthalatla Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 43 üncü maddesinde İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulunun; İthalat Genel Müdürünün veya görevlendireceği genel müdür yardımcısının başkanlığında; Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin birer yetkili temsilcisi ile İthalat Genel Müdürlüğünün ilgili daire başkanından oluştuğu, 44 üncü maddesinde ise, Kurulun, gerekli hallerde, Kurul Başkanının daveti üzerine toplanacağı, toplantı gündeminin, Genel Müdürlük tarafından hazırlanacağı ve gündemde görüşülecek maddelere ilişkin bilgilerin Kurul üyelerine önceden gönderileceği, kurulun salt çoğunlukla toplanacağı, ilk toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde, sonraki işgünü yapılacak toplantıda çoğunluk aranmayacağı, kurul kararları, toplantıya katılanların oy çokluğu ile alınacağı, oyların eşit olması halinde, Kurul Başkanının oy vermiş olduğu tarafın çoğunluğu sağlamış kabul edileceği, Kurul Başkanının, görüşülecek konuların niteliğine göre ve istişari mahiyette olmak üzere, Kurul toplantılarına üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerini davet edebileceği düzenlemesi yer almıştır.

Anılan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, İthalat Genel Müdürlüğünün damping ve/veya telafi edici önlem soruşturmalarına ilişkin olarak soruşturma açılışı veya önlem konusunda iç mevzuatın öngördüğü teknik incelemeleri yaparak ulaşılan tespitleri sadece bir teklif olarak ithalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kuruluna sunduğu ve Kurulun Sekreterya hizmetlerini yürüttüğü, teklifin değerlendirilmesi ise; İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulunun yetkisinde olup, Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak Kurul başkanının daveti üzerine Kurulun üniversitelerden ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarından bilgi almasında, ilk toplantıda çoğunluk sağlanamaması ve ikinci toplantıda da eşitlik halinde Kurul Başkanının oyunun üstün sayılmasının kurulun işlevini yerine getirebilmesinin gereği olması karşısında; Yönetmeliğin davaya konu edilen kısmında üst hukuk normlarına aykırılık görülmemiştir.

Tebliğin iptali istemine gelince;

3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin önlenmesi Hakkında Kanunun 1’ inci maddesinde; bu Kanunun ithalatta haksız rekabet hallerinde, dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın sebep olduğu zarara karşı bir üretim dalının korunması amacıyla yapılacak işlemlere, alınacak önlemlere, gerekli ilke ve uygulama kararlarını verecek bir Kurul oluşturulmasına ve bunun görevlerine ilişkin usul ve esasları kapsadığı belirtilmiş, “Tanımlar” başlıklı 2’ nci maddesinin (a) bendinde; “Damping: Bir malın Türkiye’ye ihraç fiyatının, benzer malın normal değerinin altında olmasını”, (c) bendinde “İhraç fiyatı: İhraç amacıyla satılan mal için fiilen ödenmiş olan veya ödenmesi gereken fiyatı,”(d) bendinde, Benzer Malın:” Dampinge veya sübvansiyona konu mal ile aynı özellikleri taşıyan bir malı, böyle bir malın bulunmaması halinde ise benzer özellikleri taşıyan başka bir malı,” (e) bendinde, Normal Değer:” 1. İhracatçı veya menşe ülkede tüketime konu olan benzer mal için normal ticari işlemler sonucunda fiilen ödenmiş olan veya ödenmesi gereken karşılaştırabilir fiyatı, 2- İhracatçı ülke veya menşe ülkenin, iç piyasasında normal ticari işlemler çerçevesinde benzer malın satışlarının olmaması ya da bu satışların uygun bir karşılaştırma yapılmasına elverişli bulunmaması durumunda, benzer malın üçüncü bir ülkeye ihracatında temsil niteliğini haiz karşılaştırabilir fiyatı veya menşe ülkedeki maliyetine makul bir kar marjının eklenmesiyle tespit edilen fiyatı”, (g) bendinde, Damping marjı: “Normal değerin ihraç fiyatını aştığı miktarı. “(i) bendinde, Zarar;” Bir üretim dalında maddi zararı, maddi zarar tehdidini veya bir üretim dalının kurulmasının fiziki olarak gecikmesini, “ifade ettiği düzenlemesine yer verilmiş, aynı Kanunun 3’ üncü maddesinde; önlem alınmasını gerektiren hallerin; dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın Türkiye’de bir üretim dalında maddi zarara yol açması veya maddi zarar tehdidi oluşturması veya bir üretim dalının kurulmasını fiziki olarak geciktirmesi olduğuna değinilmiş, 4” üncü maddesinde ithalat Genel Müdürlüğünün şikayet üzerine veya gerektiğinde re’sen damping incelemesi yapabileceği, şikayet ve incelemeye ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelikle tespit edileceği, 5’ nci maddesinde, İthalat Genel Müdürlüğünün görevleri belirlenmiş 13’üncü maddesinde ise; soruşturma sonucunda, dampingli veya sübvansiyonlu ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu belirlendiğinde, bu zararın önlenmesi amacıyla, Kurulca belirlenen ve Bakanlıkça onaylanarak kesinleşen damping marjı veya sübvansiyon miktarı kadar veya zararı ortadan kaldıracak daha az bir oran veya miktarda dampinge karşı vergi veya telafi edici vergi alınacağı kurala bağlanmıştır.

Öte yandan, 30.10.1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 5’ inci maddesinde, normal değerin hesaplanmasına ilişkin esaslara, 9’ uncu maddesinde ihraç fiyatının belirlenmesine, 17’nci maddesinde zararın tespitine, 19 uncu maddesinde şikayet ve incelemeye, 20’nci maddesinde de soruşturma açılmasına ilişkin esaslara yer verilmiştir.

Yukarıda yazılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Kanun ile Yönetmeliğin ilgili hükümlerine göre, haksız rekabete karşı bir üretim dalının korunması ve/veya ithal ülkesinin sanayisinin bozulmasının önlenmesi amacıyla getirilen dampinge karşı verginin, yerli üretim dalında somut ve tespit edilebilir zarara sebep olduğunun veya olacağının belirlenmesi halinde, dampinge konu ithalattan, normal değer ile ithale konu malın ihraç değeri arasındaki fark esas alınarak tahsil edileceği düzenlemesi yer almıştır.

Dava konusu olayda; OYKA Kağıt Ambalaj Sanayi ve ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılan başvuru ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) menşeli “metrekaresi 175 gramı geçmeyen beyazlatılmamış kraftlayner kağıtlar”ın Türkiye’ye dampingli fiyatlarla ithal edildiği ve bu durumun yerli üretime zarar verdiği iddiasıyla, söz konusu ürünün ithalatına karşı önlem alınmasının istenilmesi üzerine 22.7.2014 tarih ve 29068 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine ilişkin 2014/26 sayılı Tebliğ ile damping soruşturması başlatılmış, anılan Tebliğ ile başlatılan damping soruşturması Ekonomi Bakanlığı ve İthalat Genel Müdürlüğü tarafından yürütülerek tamamlanmış ve davaya konu Tebliğ yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; soruşturma açılması üzerine sözkonusu ürünün Bakanlıkça tespit edilen ithalatçılarına, soruşturma konusu ülkelerde yerleşik bilinen üretici/ithalatçılarına ve soruşturmaya konu ülkenin Ankara’daki Büyükelçiliğine bildirimde bulunulduğu, soru formunu tam ve eksiksiz dolduran firmaların işbirliğinde bulunduğunun kabul edildiği, 1.7.2013 – 30.6.2014 tarihleri arasındaki dönemin soruşturma dönemi olarak kabul edildiği, 1.7.2011-30.6.20141 tarihleri arasındaki dönemin zarar inceleme dönemi olarak esas alındığı, soruşturma konusu ürün ile yerli üretim dalı tarafından üretilen ve Türkiye piyasasında satılan kraftlayner kağıtların fiziki özellikleri ve temel kullanım alanı itibariyle benzer özelliklere sahip oldukları, bu nedenle, söz konusu ürünlerin benzer ürün olarak kabul edildiği, adil bir karşılaştırmanın yapılabilmesi sağlamak için normal değer ile ihraç fiyatının mümkün olduğu ölçüde fabrika çıkış aşamasına getirilerek aynı ticari aşamada karşılaştırıldığı, damping marjlarının, normal değer ile ihraç fiyatlarının ağırlıklı ortalamalarının karşılaştırılması suretiyle hesaplandığı, buna göre, International Paper Company (İP) firması için CIF bedelin yüzdesi olarak hesaplanan damping marjı %9.43 iken Rock-Tenn CP, LLP firması için aynı oranın %15,1 olarak belirlendiği, SD 1/7/2013-30/6/2014 dönemini kapsadığı, SD-1’ın aynı dönemin bir yıl öncesi, SD-2’nın ise aynı dönemin iki yıl öncesi anlamına geldiği, SD-2 de 210,970 ton olan soruşturma konusu ürünün toplam ithalatının SD-1 de 255,491 tona çıktığı ve SD’de 245.489 ton olarak gerçekleştiği, değer olarak ise SD-2 de 122,8 milyon ABD Doları olan soruşturma konusu ürünün toplam ithalatı, SD-1 de 161,3 milyon ABD Dolarına ve SD de ise 163,8 milyon ABD Dolarına yükseldiği, ABD’den yapılan ithalatın SD-2 de 144.080 ton ile toplam ithalatın %68’ini, SD-1 de 183.628 ton ile toplam ithalatın %72 sini, SD’de ise 180.907 ton ile toplam ithalatın %74’ünü oluşturduğu ve değer olarak da önemli ölçüde artış gösterdiği, üçüncü ülkelerden yapılan ithalatın, SD-2’de 66.890 ton ile toplam ithalatın %32’sini, SD-1 de 71.863 ton ile toplam ithalatın %28’ini, SD de ise 64.582 ton ile toplam ithalatın %26’sını oluşturduğu, toplam yurtiçi tüketim endeksi SD-2’de 100 olarak alındığında, SD-1’de 125’e, SD’de ise 130 a yükseldiği, ABD menşeli ithalatın ağırlıklı ortalama birim fiyatı, SD-2’de 582 ABD Doları/Ton iken, SD-1 de 628 ABD Doları/Ton’a, SD’de ise 668 ABD Doları/Ton’a yükseldiği, üçüncü ülkelerden yapılan ithalatın ortalama birim fiyatları SD-2’de 583 ABD Doları/Ton iken, SD-1’de 640 ABD Doları/Ton’a, SD’de ise 667 ABD Doları/Ton’a yükseldiği, soruşturma döneminde İP firmasından gerçekleştirilen ithalatın yerli üretim dalının (YÜD) satış fiyatlarını %8,2 oranında Rock-Tenn CP, LLP firmasından yapılan ithalatın ise %15.9 oranında baskı altında tuttuğu, YÜD’ün soruşturma konusu üründe SD-2 100 olarak esas alındığında; üretim miktar endeksi, takip eden dönemlerde sırasıyla 365 ve 1.022, üretim kapasitesi SD-1’de 106, SD’de ise 125, kapasite kullanım oranı endeksi 343 ve 817, yurtiçi satış miktar endeksinin ise 351 ve 1.092 olarak gerçekleştiği, SD-2 de 100 olan ağırlıklı ortalama yurtiçi birim satış fiyatı endeksinin takip eden dönemlerde sırasıyla 122 ve 126 olarak.yurtiçi pazar payı endeksinin, 293 ve 789, stok miktar endeksinin 540 ve 260, ağırlıklı ortalama birim ticari maliyet endeksinin 102 ve 99, birim karlılık endeksinin -26 ve 3 olarak, SD-2’de 100 olan net karlılık (Net Kar/Net Satış) endeksinin takip eden dönemlerde sırasıyla 12 ve 23 olarak gerçekleştiği, soruşturma konusu ürün üretimini zarar inceleme dönemi boyunca artıran YÜD’ün kapasite kullanım oranı ve istihdamı olumlu bir seyir izlerken stoklarında artış görüldüğü, YÜD’ün SD-2 ve SD-1 de soruşturma konusu üründen kar elde edilmediği, SD’de cüz’i de olsa kar edildiği, zarar inceleme döneminde ABD menşeli ithalat miktarının mutlak olarak 140 bin ton seviyelerinden 180 bin ton seviyelerine yükseldiği, yapılan ithalat nispi olarak toplam ithalatın SD-2’de %68’ini temsil ederken, SD’de aynı oranın %74’e yükseldiği, ABD menşeli ithalat fiyatlarının YÜD’ün iç piyasa satış fiyatlarını belirli seviyelerde kırdığı ve baskı altında tuttuğu, tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde, YÜD’de soruşturma konusu ürün bağlamında zarar inceleme döneminde maddi zararın mevcut olduğu, ABD menşeli ithalatın % 26 oranında artarak toplam ithalat içindeki payının 68’den % 74’e yükseldiği, YÜD, SD-2 döneminde çok cüz’i olan üretimini artırmak amacıyla kağıt üretim hattını kraftlayner kağıt üretimine yönlendirdiği, ancak ABD menşeli dampingli ithalatın YÜD’ün iç piyasa satış fiyatları üzerinde oluşturmuş olduğu fiyat kırılması ve fiyat baskısı gibi unsurlar nedeniyle YÜD’ün üretimi ve satışları artmış olmasına rağmen üretim kapasitesinin önemli bir bölümünün atıl kaldığı, bu tespitler ışığında, zarar inceleme döneminde mutlak ve nispi olarak miktar ve değer bazında artış gösteren dampingli ithalatın seyri ile YÜD’deki zarar durumunun eş zamanlı seyrettiği; bu nedenle, YÜD’de görülen zararın dampingli ithalattan kaynaklandığı, üçüncü ülke menşeli ithalatın Türkiye pazar payında %25 oranında düşmesi nedeniyle, YÜD’de tespit edilen zararın üçüncü ülkeler kaynaklı olmadığı, YÜD’ün soruşturma konusu ürün verimlilik endeksinin ise baz etkisi nedeniyle zarar, inceleme döneminde yaklaşık on katına çıktığı, dolayısıyla YÜD’de meydana gelen zararın ihracat performans düşüklüğü ya da verimlilik kaybından kaynaklanmadığı, gerek yerli üretici gerekse de ihracatçılar nezdinde gerçekleştirilen yerinde doğrulama soruşturmalarında yapılan gözlemler sonucu, soruşturmaya konu ülkede üretilen benzer ürün ile YÜD tarafından üretilen benzer ürünün üretim teknolojisinde talebi etkileyecek düzeyde çok önemli bir farklılık bulunmadığı, yapılan inceleme neticesinde, dampingli ithalat dışında diğer bilinen unsurlardan herhangi birinin YÜD’de tespit edilen maddi zarar üzerinde önemli olumsuz etkiye neden olamayacağı belirlenmiş ve söz konusu soruşturma sonucunda, dampingin yerli üretim dalında zarar ve her ikisi arasında illiyet bağının mevcut olduğu tespit edilerek, ithalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurul Kararı ve Ekonomi Bakanlığının onayı ile Amerika Birleşik Devletleri menşeli 4804.11.11.10.00, 4804.11.15.10.00, 4804.11.90.10.00 gümrük tarife ve istatistik pozisyonlarında sınıflandırılan “metrakare ağırlığı 175 gramı geçmeyen beyazlatılmamış birinci elyaf yüzey (kraftlayner) kağıtları” cinsi eşyaların International Paper Company firmasından ithalinde % 9.43, Rock-Tenn CP, LLP firmasından ithalinde % 15.06, diğer firmalardan ithalinde ise % 19.96 oranında, dampinge karşı önlemin yürürlüğe konulduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, ilgili yerli üretici firma tarafından makul olarak elde edilebilecek ve soruşturma başlatılmasına yetebilecek asgari bilgileri içeren şikayet başvurusu üzerine açılan ve 3577 sayılı Kanuna ve ilgili Yönetmeliğe uygun olarak yürütüldüğü anlaşılan soruşturma sonucunda elde edilen veriler ışığında yapılan hesaplamalar ve değerlendirmeler uyarınca, yerli üretim dalında meydana gelen zararla arasında illiyet bağı bulunan dampinge konu ithalatın neden olduğu haksız rekabetin önlenmesi ve bu çerçevede yerli üretim dalının korunması amacıyla yürürlüğe konulan 2015/28 sayılı Tebliğde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 14.7.2015 tarih ve 29416 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2015/28 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine ilişkin Tebliğ ile 30.10.1999 tarih ve 23861 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine ilişkin Yönetmeliğin davaya konu edilen kısmının iptali istemiyle açılan davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlığını taşıyan 7’nci maddesinde; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış, Vergi Mahkemelerinde otuz gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde, bu sürenin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; ancak, bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri hükmü yer almıştır.

Dava konusu olayda, 14.7.2015 tarih ve 29416 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2015/28 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin önlenmesine ilişkin Tebliğin iptali istemiyle 11.9.2015 tarihinde açılan davanın, 2577 sayılı Kanunun 7’nci maddesinin yukarıda yer verilen hükmü uyarınca süresinde olduğu anlaşıldığından, davalı İdarenin süre defi yerinde görülmeyerek işin esası incelendi:

Dava; 14.7.2015 tarih ve 29416 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2015/28 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğin ve Tebliğin dayanağı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 43’üncü maddesinde yer alan “İthalat Genel Müdürünün veya görevlendireceği genel müdür yardımcısının başkanlığında” ve “İthalat Genel Müdürlüğünün ilgili daire başkanından” ibarelerinin ve 44’üncü maddesinde yer alan “Kurul, gerekli hallerde, Kurul Başkanının daveti üzerine toplanır. Toplantı gündemi, Genel Müdürlük tarafından hazırlanır ve gündemde görüşülecek maddelere ilişkin bilgiler Kurul üyelerine önceden gönderilir” ibaresi ile “Oyların eşit olması halinde, Kurul Başkanının oy vermiş olduğu taraf çoğunluğu sağlamış kabul edilir” ibaresinin ve “Kurul Başkanı, görüşülecek konuların niteliğine göre ve istişari mahiyette olmak üzere, Kurul toplantılarına üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerini davet edebilir” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.

Davacının, 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun 6’ncı maddesindeki “İthalat Genel Müdürünün veya görevlendireceği genel müdür yardımcısının başkanlığında” ve “İthalat Genel Müdürlüğünün ilgili daire başkanından” ibarelerinin, Anayasaya aykırı olduğu yolundaki iddiası ciddi görülmeyerek işin esasına geçildi:

Üst normlara uygun olarak çıkarılan Yönetmeliğin iptali istenilen 43 ve 44’üncü maddelerinde yer alan ibarelerinde de hukuka aykırılık görülmemiştir.

İptali istenilen ithalatta Haksız Rekabetin önlenmesine ilişkin Tebliğ yönünden ise;

3577 sayılı ithalatta Haksız Rekabetin önlenmesi Hakkında Kanunun, “amaç ve kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde, bu Kanunun, ithalatta haksız rekabet hallerinde dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın sebep olduğu zarara karşı bir üretim dalının korunması amacıyla yapılacak işlemlere, alınacak önlemlere, gerekli ilke ve uygulama kararlarını verecek bir kurul oluşturulmasına ve bunun görevlerine ilişkin usul ve esasları kapsayacağı hükme bağlanmış, “Tanımlar” başlıklı 2’nci maddesinde, damping, bir malın Türkiye’ye ihraç fiyatının, benzer malın normal değerinin altında olması; ihraç fiyatı, ihraç amacıyla satılan mal için fiilen ödenmiş olan veya ödenmesi gereken fiyat; benzer mal, dampinge veya sübvansiyona konu mal ile aynı özellikleri taşıyan bir mal, böyle bir malın bulunmaması halinde ise benzer öze1likleri taşıyan başka bir mal; normal değer, ihracatçı veya menşe ülkede tüketime konu benzer mal için normal ticari işlemler sonucunda fiilen ödenmiş olan veya ödenmesi gereken karşılaştırılabilir fiyat yahut ihracatçı ülke veya menşe ülkenin iç piyasasında normal ticari işlemler çerçevesinde benzer malın satışlarının olmaması ya da bu satışların uygun bir karşılaştırma yapılmasına elverişli bulunmaması durumunda, benzer malın üçüncü bir ülkeye ihracatında temsil niteliğini haiz karşılaştırabilir fiyat veya menşe ülkedeki maliyetine makul bir kar marjının, eklenmesiyle tespit edilen fiyat; damping marjı, normal değerin ihraç fiyatını aştığı miktar; zarar, bir üretim dalında maddi zararı, maddi zarar tehdidini veya bir üretim dalının kurulmasının fiziki olarak gecikmesi şeklinde tanımlanmış; aynı Kanunun 3’üncü maddesinde, önlem alınmasını gerektiren haller, dampinge konu olan ithalatın Türkiye’de bir üretim dalında maddi zarar tehdidi oluşturması veya bir üretim dalının kurulmasını fiziki olarak geciktirmesi olarak belirlenmiş; 4’üncü maddesinde, İthalat Genel Müdürlüğünün şikayet üzerine veya gerektiğinde resen damping incelemesi yapabileceği, şikayet ve incelemeye ilişkin usul ve esasların çıkarılacak yönetmelikle tespit edileceği, 5’inci maddesinde, İthalat Genel Müdürlüğünün şikayet üzerine veya gerektiğinde resen verilen bilgi ve belgeler veya mevcut diğer bilgilerin ışığı altında ön incelemeyi yapmak, soruşturma açılıp açılmayacağı hususunda kurula teklif sunmak, soruşturma açılması halinde, soruşturmayı yürütmek ve önlemlerle ilgili kurula teklif sunmakla görevli olduğu, 6’ncı maddesinde, İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulunun, soruşturma sonuçlarını değerlendirmek, bunun gerektireceği tedbirleri almak ve kesin önlem kararını Bakanlığın onayına sunmakla görevli olduğu belirtilmiş; 7’nci maddesinde yapılan soruşturma sonucunda Kurul tarafından belirlenen ve Bakanlıkça onaylanan damping marjı kadar dampinge konu malın ithalatında dampinge karşı vergi alınacağı, 10’uncu maddesinde, re’sen veya şikayet üzerine yapılan inceleme sonucunda dampinge konu olan ithalatın ve bu ithalattan kaynaklanan “zararın varağı konusunda yeterli delillerin bulunması durumunda soruşturma açılacağı, soruşturmanın usul ve esaslarının Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelik ile tespit edileceği; 13’üncü maddesinde, soruşturma sonucunda dampingli ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu belirlendiğinde, bu zararın önlenmesi amacıyla, Kurulca belirlenen ve Bakanlıkça onaylanarak kesinleşen damping marjı kadar veya zararı ortadan kaldıracak daha az bir oran veya miktarda dampinge karşı vergi alınacağı hükümlerine yer verilmiştir.

3577 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan İthalatta Haksız Rekabetin önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 5’inci maddesinde, aralarında bir ortaklık ilişkisi veya telafi edici düzenleme bulunan taraflar arasındaki satışlarda uygulanan fiyatların, fiyatların bu ilişkiden etkilenmediği kanıtlanmadıkça, normal ticari işlem kabul edilmeyebileceği ve normal değerin hesaplanmasında göz önüne alınmayabileceği, normal değerin belirlenmesi için benzer malın ihracatçı ülkenin iç piyasasında veya üçüncü bir ülkeye ihracatında birim imalat maliyetine genel, idari ve satış giderlerinin eklenmesinden oluşan tutardan daha düşük bir fiyatla satıldığı hallerde; bu satışların, fiyatları nedeniyle normal ticari işlemler içinde gerçekleşmiş olarak kabul edilmeyebileceği, 6’ncı maddesinde, maliyetlerin normal olarak soruşturmaya konu olan ihracatçı veya üretici tarafından tutulan kayıtlar esas alınarak hesaplanacağı, 7’nci maddesinde, piyasa ekonomisi uygulamayan ülkelerden yapılan ithalatta normal değerin, Türkiye’de benzer mal için fiilen ödenmiş veya ödenmesi gereken fiyat veya Türkiye’de benzer malın birim imalat maliyetine genel, idari ve satış giderleri ile makul bir karın eklenmesiyle oluşturulan değer göz önüne alınarak hesaplanabileceği, 9’uncu maddesinde, ihracatçı ile ithalatçı ya da üçüncü bir taraf arasında ortaklık veya telafi edici bir düzenleme bulunması nedeniyle ihraç fiyatının güvenilir olmadığı durumlarda, ihraç fiyatının, bağımsız ilk alıcıya yeniden satış fiyatı esas alınarak oluşturulabileceği, bu durumda ithalat ile yeniden satış arasında gerçekleşen tüm gider ve karların hesaba katılacağı, 10’uncu maddesinde, ihraç fiyatı ile normal değer arasında adil bir karşılaştırma yapılmasını teminen bu karşılaştırmanın, aynı ticari aşamada, tercihen fabrika çıkış aşamasında yapılacağı, fiyat karşılaştırmasında; satış şartları, vergilendirme, ticari aşamalar, miktarlar ve fiziksel özelliklerdeki farklılıklar ile karşılaştırmayı etkileyen diğer farklılıkların göz önüne alınacağı; 11’inci maddesinde, damping marjının, normal değer ve ihraç fiyatının, ağırlıklı ortalama veya işlem bazında karşılaştırılması suretiyle hesaplanacağı; 17’nci maddesinde, maddi zarar tespitinin somut delillere dayanması ve dampingli ithalatın hacmi ve bu ithalatın iç piyasadaki benzer mal fiyatları ile yerli üretim dalı üzerindeki etkilerinin nesnel incelemesini içermesi gerektiği, bir ürünün birden fazla ülkeden ithalatının eş zamanlı olarak soruşturmaya konu olması halinde, bu ithalatın etkilerinin toplu olarak değerlendirilebileceği, böyle bir değerlendirmenin her bir ülkeden yapılan ithalat için damping marjı ve ithalat miktarının ihmal edilebilir oranlardan fazla olması ve ithal malların kendi aralarındaki ve ithal mallarla yerli benzer mal arasındaki rekabet şartları bakımından, ithalatın etkisinin toplu olarak değerlendirilmesinin uygun olduğunun belirlenmesi halinde yapılabileceği, dampingli ithalatın fiyatlarının Türkiye’deki benzer malın fiyatının önemli ölçüde altında kalıp kalmadığı veya bu ithalatın önemli ölçüde fiyatları düşürücü ya da fiyat artışlarını engelleyici etki yaratıp yaratmadığının inceleneceği, dampingli ithalatın üretim dalı üzerindeki etkisinin incelenmesi sırasında satışlar, kârlar, üretim, piyasa payı, verimlilik, yatırım hasılatı ve kapasite kullanımındaki fiili ve potansiyel azalma, büyüme veya yatırımları artırma yeteneği üzerindeki olumsuz etkiler dahil olmak üzere, üretim dalının durumu ile ilgili tüm etkenleri ve göstergeleri kapsayacağı ve dampingli ithalatın yerli üretim dalına zarar verdiği hususunun bu faktörler çerçevesinde ortaya konması, dampingli ithalat ile yerli üretim dalının maruz kaldığı zarar arasındaki nedensellik bağının mevcut delillere dayandırılması ve dampinge konu olan ithalat dışındaki nedenlerden kaynaklanan zararın bu ithalata affedilmemesi gerektiği, dampingli ithalatın etkisinin en dar mal grubu ya da yelpazesinin incelenmesi suretiyle yapılacağı, 19’uncu maddesinde, dampinge konu ithalattan zarar gördüğünü iddia eden üreticilerin İthalat Genel Müdürlüğüne yazılı olarak başvurabileceği, şikayetin, damping, zarar ve dampinge konu ithalat ile iddia edilen zarar arasındaki nedensel ilişkiyi gösteren delilleri içermesi gerektiği, başvuruda, başvuru sahibinin makul olarak temin edebileceği, şikayette bulunanın kimliği ve ürettiği benzer ürün miktarı ve değeri ile ilgili açıklamaları, dampinge konu olduğu iddia edilen ürünün eksiksiz bir tanımını, menşe veya ihracatçı ülkenin veya ülkelerin adları, bilinen ihracatçı, üretici ve ithalatçılarının adları, menşe ülke iç piyasa fiyatları, ihraç fiyatlarının, iddia edilen zararın dampinge konu ithalattan kaynaklandığına ilişkin delillere ilişkin. bilgilerin yer alması gerektiği, 26’ncı maddesinde, ilgili taraflardan birinin işbirliğine gelmemesi halinde söz konusu taraf açısından soruşturmanın sonucunun işbirliğine gelinmesi haline nazaran daha az avantajlı olabileceği, 28’inci maddesinde, damping marjının %2 oranında düşük olduğu ve birden fazla ülkenin soruşturmaya konu olması halinde ithalat miktarının, tek tek %3’ün altında olan ülkelerin toplam paylarının %7’yi geçmediği hallerin ihmal edilebilir oranlar olduğu, 31’inci maddesinde, bir damping veya sübvansiyon soruşturması açılması kararı ile soruşturma sırasında alınan geçici önlem, kesin önlem, taahhüt durdurma ve kapatma kararlarının Resmi Gazetede yayımlanacak bir tebliğle ilan edileceği, ek madde 1’de ise piyasa ekonomisi uygulamayan ülkelerden yapılan ithalata yönelik damping soruşturmalarında, ilgili ülkedeki üreticilerin, soruşturma konusu ürünün üretiminde ve satışında, maddede bentler halinde sayılan ölçütler çerçevesinde piyasa ekonomisi koşullarının geçerli olduğunu yeterli deliller ile ibraz etmesi halinde bu üreticiler için normal değerin tespitinde Yönetmeliğin 5’inci maddesinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir.

3577 sayılı Kanun ve İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Yönetmeliğin yukarıda yer verilen hükümlerine göre, ithalatın dampingli olduğunun kabulü için, hesaplanan normal değerin ihraç fiyatından fazla olması gerektiği, normal değerin imalat maliyetine genel, idari ve satış giderleri eklenmesinden oluşan tutardan daha düşük olamayacağı, bu hesaplamaların esas itibarıyla üretici tarafından tutulan kayıtlar esas alınarak yapılacağı ancak ithalatın piyasa ekonomisi uygulamayan ülkelerden yapılması durumunda, üretici firmanın piyasa ekonomisi koşullarında üretim ve satış yaptığını ispatlayamaması durumunda normal değer hesaplamasında firma verileri yerine üçüncü ülkelerden elde edilen veriler yahut Türkiye’de benzer mal için fiilen ödenmiş veya ödenmesi gereken fiyat yahut birim imalat maliyetine genel, idari ve satış giderleri ile makul bir kar eklenerek elde edilen verilerin kullanılabileceği, ihraç fiyatı belirlenirken, ihracatçı ile ithalatçı arasında ortaklık veya telafi edici bir düzenleme bulunması halinde, bağımsız ilk alıcıya yeniden satış fiyatı esas alınarak bellenebileceği, ihraç fiyatı ile normal değer arasındaki karşılaştırmanın aynı ticari aşamada tercihen fabrika çıkış aşamasında yapılacağı, dampingli olduğu iddia edilen ithalatın Türkiye’deki benzer malın fiyatlarını düşürücü ya da fiyat artışlarını engelleyici etkisinin bulunup bulunmadığının maddi zarar tespiti sırasında incelenmesi gerektiği, bir ürünün aynı anda birden fazla ülkeden ithal edilmesi ve aynı soruşturma kapsamında incelenmesi durumunda, bu ithalatın iç piyasaya etkisinin, ülke bazında değerlendirilmesi yerine, soruşturmaya konu tüm ülkelerden yapılan ithalatların toplu olarak değerlendirilebileceği, zarar tespiti yapılırken, piyasa payı, yatırım hasılatı, kapasite kullanımındaki fiili veya potansiyel azalma ile büyüme veya yatırımları artırma yeteneği üzerindeki olumsuz etkiler de incelenerek ithalatın yerli üretim dalına zarar verip vermediğinin ortaya konmasının zorunlu olduğu, dampingli olduğu ileri sürülen ithalatın etkisinin en dar mal grubu ya da yelpazesinin incelenmesi suretiyle belirleneceği, soruşturmanın resen veya şikayet üzerine başlatılabileceği, şikayet üzerine soruşturma açılabilmesi için başvuru sahibinin makul olarak temin edebileceği bilgi ve belgelerin başvuruda yer alması gerektiği, yeterli delillerle desteklenmeyen iddiaların şikayet olarak değerlendirilemeyeceği, soruşturma sırasında işbirliğine gelmeyen taraflar bakımından işbirliğine gelenlere göre daha fazla dampinge karşı vergi konulabileceği açıktır.

Dosyanın ve dosyada yer alan şikayet başvurusu, soruşturma raporu ve sair belgelerin incelenmesinden, soruşturmanın, Amerika Birleşik Devletlerinden yapılan ithalatların dampingli olduğu ve iç piyasada zarara neden olduğu iddiasıyla yapılan ve buna ilişkin bilgileri ihtiva eden şikayet başvurusu üzerine başlatıldığı, 1.7.2013 ila 30.6.2014 tarihleri arasının soruşturma dönemi, 1.7.2011 ila 30.6.2014 tarihleri arasının ise soruşturmaya ilişkin veri toplama dönemi olarak belirlendiği, SD-1 döneminin soruşturma döneminin bir yıl öncesi SD-2 döneminin ise aynı dönemin iki yıl öncesi anlamına geldiği, soruşturma konusu ürünün yerli üreticisi ile bilinen ithalatçı ve ihracatçılarına soru formlarının gönderildiği, soru formu gönderilen 55 ithalatçı firmadan 25’inin soru formlarına cevap verdiği, ihracatçı firmalardan davacı şirket ile, Rock-Tenn CP, LLC (Rock-Tenn) firmalarının damping marjı hesabına esas teşkil eden temel bilgi ve belgeleri eksiksiz olarak sunduklarından işbirliğinde bulunduklarının kabul edildiği, soruşturma konusu ürünün direkt üreticisi olmamasına rağmen Türkiye’ye ticaretini yapan Avortex Limited, Eagle Paper International, Inc, G.A. Paper International Inc., International Forest Products LLC, Korab International AB ve Perichem Trading Inc. firmalarının tacir soru formunu eksiksiz doldurarak işbirliğine gelmiş olarak kabul edildiği, tacir firmalarının soru formlarına vermiş olduğu cevaplardan soruşturma konusu ürünün üretici/ihracatçısı olduğu anlaşılan KPAQ Industries LLC ve Kapstone Paper & Packaging Corporation firmalarına da soruşturma açıldığına dair bildirimin gönderildiği, KPAQ Industries LLC firmasının yanıt verdiği, cevaplarının eksik olduğu, eksikliğin tamamlanması için ek süre verildiği, bu süre içinde de eksikliklerin tamamlanmaması nedeniyle işbirliğine gelmemiş olarak değerlendirildiği, Yönetmeliğin 23’üncü maddesi uyarınca ilgili taraf olarak kabul edilen üretici veya ihracatçılardan oluşan meslek kuruluşlarından American Forest & Paper Association (AF&PA), World Containerboard Organisation ve Oluklu Mukavva Üreticileri Derneği’nin (OMÜD) soruşturma ile ilgili görüşlerini yazılı olarak bildirdikleri, öte yandan Turkish American Business Association-American Chamber of Commerce İn Turkey Derneğinin de görüşlerini yazılı olarak ilettiği, şikayetçi OYKA firması, Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan International Paper firması, Rock-Tenn firması nezdinde yerinde doğrulama soruşturmalarının gerçekleştirildiği, ilgili firma temsilcilerinin katılımı ile dinleme toplantılarının yapıldığı, soruşturma konusu eşya ile yerli üretim dalı tarafından üretilen soruşturma konusu eşyanın benzer ürün olarak kabul edildiği,  benzer mal satışlarının %5’ini veya daha fazlasını oluşturması halinde normal değerin normal ticari işlem çerçevesinde kabul edilen iç piyasa satışları esasında, aksi halde oluşturulmuş normal değer esasında belirlendiği, Yönetmeliğin 5’inci maddesi uyarınca işbirliğine gelen üretici/ihracatçı firmaların menşe ülkedeki iç piyasa satışlarının normal değer tespitinde kullanılıp kullanılmayacağının belirlenmesi için ürün tipleri bazında normal ticari işlem testinin uygulandığı, buna göre normal değerin; benzer ürünün tip bazında ağırlıklı ortalama net satış fiyatının ağırlıklı ortalama birim maliyetinin üzerinde olduğu durumlarda, birim maliyetin üzerindeki satış miktarının ürün tipinin toplam satış miktarının %80’ini veya daha fazlasını oluşturması halinde soruşturma dönemi boyunca gerçekleşen tüm iç piyasa satış işlemlerinin (karlı ya da karsız) ağırlık ortalaması esasında, birim maliyetin üzerindeki satış miktarının ürün tipinin toplam satış miktarının %80’inden daha azını oluşturması halinde ise soruşturma dönemi boyunca gerçekleşen yalnızca karlı iç piyasa satış işlemlerinin ve benzer ürünün tip bazında ağırlıklı ortalama net satış fiyatının, ağırlıklı ortalama birim maliyetinin altında olması halinde soruşturma boyunca karlı iç piyasa satış işlemlerinin ağırlıklı ortalaması esasında belirlendiği, benzer ürünün tip bazında karlı satış işlemi olmaması halinde oluşturulmuş normal değer esasında belirlendiği, oluşturulmuş normal değerin firmadan temin edilen benzer ürünün üretim maliyeti ile satış, genel ve idari giderler ile finansman giderine, Yönetmeliğin 6’ncı maddesi uyarınca normal ticari işlemler çerçevesinde benzer ürün satışlarından elde edilen ağırlıklı ortalama kar oranının eklenmesi suretiyle hesaplandığı, ihraç fiyatının Yönetmeliğin 9’uncu maddesi uyarınca belirlenerek, damping marjlarının, normal değer ile ihraç fiyatlarının ağırlıklı ortalamalarının karşılaştırılması yöntemiyle hesaplanması suretiyle International Paper firmasından yapılan ithalatın YÜD’ün fiyatını CIF bedelinin %3,6’sı oranında, Rock-Tenn firmasından yapılan ithalatın ise YÜD’ün fiyatını CIF bedelinin %11’i oranında kırdığı ve International Paper firmasından yapılan ithalatın YÜD’ün fiyatlarını CIF bedelinin %8,2’si oranında, Rock-Tenn firmasından yapılan ithalatın ise YÜD’ün fiyatlarını CIF bedelinin %15,9’u oranında baskı altında tuttuğu, International Paper, Rock-Tenn, Korab firmaları ve AF&PA nihai bildirime sunmuş oldukları görüşlerinde yerli üretim dalı ile ihracatçıların üretim ve satışlarında farklı ürün tiplerine ağırlık vermiş olabilecekleri ve dolayısıyla fiyat baskısı ve fiyat kırılması hesaplarının ağırlıklı ortalama yöntemiyle değil tip bazında ya da en çok satışa konu olan tip bazında yapılması gerektiği hususlarını dile getirdikleri, söz konusu talepler doğrultusunda fiyat baskısı ve fiyat kırılması hesaplarının firmaların iç piyasaya en çok sattığı tip olan metrekare ağırlığı 135 gram kraftlayner kağıtlar için yapıldığı, söz konusu ürün tiplerinde International Paper firmasının YÜD’ün yurt içi satış fiyatlarını %3,25 düzeyinde kırdığı ve %9,44 düzeyinde baskı altında tuttuğu, Rock-Tenn firmasının YÜD’ün yurt içi satış fiyatlarını %8,72 düzeyinde kırdığı ve %15,22 düzeyinde baskı altında tuttuğu, fiyat kırılmasının kullanıcı tercihleri açısından son derece önemli bir seviyede olduğu, ithalat miktarının mutlak olarak 140 bin ton seviyelerinden 180 bin ton seviyelerine yükseldiği, soruşturma konusu ülkeden yapılan ithalat nispi olarak toplam ithalatın SD-2’de %68’ini temsil ederken, SD’de %74’e yükseldiği, ABD menşeili ithalatın Türkiye toplam tüketiminden aldığı payın zarar inceleme döneminde %3 azaldığı, YÜD’ün fiyatlarını’ olması gereken seviyelerde belirleyemediği, YÜD’de kraftlayner kağıt üretimi için önemli seviyede atıl kapasitenin mevcut olduğu, SD-2 ve SD-1 dönemlerinde kraftlayner kağıtlarda agresif olmayan ve düşük tonajlı üretim yapan YÜD, SD’de daha agresif bir tutum izlediği, bunun doğal sonucu olarak üretim miktarını, yurt içi satışlarını ve yurt içi pazar payını zarar inceleme dönemi boyunca arttırdığı, kapasite kullanım oranı ve istihdamı olumlu bir seyir izlerken stoklarda artış görüldüğü, ancak kraftlayner kağıt üretme yeteneğini haiz teorik kapasitesinin önemli ölçüde atıl kaldığı, öte yandan SD-2 ve SD-1 dönemlerinde soruşturma konusu üründen kar elde edememişken, SD’de cüzi de olsa kar elde edebildiği, firma geneli göstergelerine bakıldığında zarar inceleme döneminde firma geneli yatırımlarının azaldığı, aktif toplamının küçüldüğü, öz sermayesinin azaldığı ve net karlılığın önemli oranda düştüğü, dampingli ithalatın fiyatlarının yerli üretim dalının fiyatlarını kırması ve dampingli ithalattaki artış eğilimi ile yerli üretim dalında görülen olumsuz gelişmelerin eş zamanlı olarak ortaya çıkması nedeniyle dampingli ithalat ile yerli üretim dalı üzerinde oluşan zarar arasında illiyet bağı olduğu sonucuna varılarak, dampingli ithalatın yerli üretim dalına zarar verdiği ve nedensellik bağının mevcut olduğu belirlendiğinden, tanımı belirtilen ürünün Amerika Birleşik Devletleri’nden Türkiye’ye ithalatında üretici/ihracatçı firmaya göre değişen oranlarda dampinge karşı önlemin yürürlüğe konulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Davaya konu Tebliğde, 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun, “amaç ve kapsam” başlıklı 1’inci maddesi uyarınca ithalatta haksız rekabet hallerinde dampinge ve sübvansiyona konu olan ithalatın sebep olduğu zarara karşı üretim dalının korunmasının amaçlandığı, yasa koyucunun amacı doğrultusunda,.korunması gereken hakkın belirlenmesi gerektiği, haksız rekabet hallerinde bozulan piyasa şartlarına müdahale yapılarak olması gereken piyasa şartlarının sağlanmasının zorunlu olduğu, bunun sağlanmasında ise dampinge ve sübvansiyona konu olan ithalatın yerli üretim dalına, sektöre zarara sebebiyet vermesinin önlenmesi, ithalatın sektöre zarar verebilmesi için dampingli ithalatın önemli ölçüde artması, yerli üretim dalı fiyatları üzerinde önemli ölçüde etkisinin olması ve yerli üretim dalının ekonomik göstergelerinde menfi seyir izlenmesi gerekmekte olup, bu zararın tespitinin somut delillere dayanması ve dampingli ithalat hacmi ve bu ithalatın iç piyasada benzer ürünlerin ithalatları ile yerli üretim dalı üzerindeki etkilerinin incelenmesi, bu incelemede, satışlar, karlar, üretim, piyasa payı, veriminin, yatırım hasılatı ve kapasite kullanımındaki fiili ve potansiyel azalma, büyüme ve yatırımları arttırma yeteneği gibi tüm etkenler çerçevesinde ortaya konulması, dampinge konu olan ithalat dışındaki nedenlerden kaynaklanan zararın da olup almadığı hususunun araştırılarak ortaya konulması, bu inceleme yapılmadan zararın tamamının ithalata affedilmemesi gerektiği, yine tedbir alınabilmesi için oluşan zarar ile ithalatta haksız rekabet arasında nedensellik bağının mevcut olması ve bu bağın da somut ve yeterli olarak açıklanmasının gerekmesine karşın, belirlenen şartların sağlanmadığı sonucuna varılan davaya konu Tebliğde hukuka uyarlık bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, Tebliğin dayanağı Yönetmeliğin ilgili maddelerinin iptali istemine ilişkin kısmına yönelik davanın reddine, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, 1.800.- (Binsekizyüz) Türk lirası vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Ekonomi Bakanlığına verilmesine; 2015/28 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğin ise iptaline, yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, 1.800.-(Binsekizyüz) Türk Lirası vekalet ücretinin davalı Ekonomi Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine, aşağıda dökümü gösterilen yargılama giderlerinin takdiren yarısı olan 196,30- (YüzdoksanaltıTürklirasıotuzkuruş) Türk Liralık kısmının davacı üzerinde bırakılmasına; 196,30- (YüzdoksanaltıTürklirasıotuzkuruş) Türk Liralık kısmının davalı Ekonomi Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine; artan 64.-(AltmışdörtTürklirası) Türk Lirası posta ücretinin, istemi halinde davacıya iadesine; kararın tebliğini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, 28.12.2017 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Yargılama Giderleri:

Başvuru Harcı: 57,60 TL

Karar Harcı: 57,60 TL

Vekalet Harcı: 4,10 TL

YD Harcı: 57,60 TL

YD İtiraz Harcı: 79,70 TL

Posta Gideri:  136,00 TL

Toplam: 392,60 TL

X-KARŞI OY

Dava; Amerika Birleşik Devletleri menşeli “metrekare ağırlığı 175 gramı geçmeyen Beyazlatılmamış birincil elyaf yüzey (kraftlayner) kağıtları” cinsi eşya ile ilgili başlatılan damping soruşturması sonucunda, 14.7.2015 tarih, 29416 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4804.11.11.10.00, 4804.11.15.10.00 ve 4804.11.90.10.00 gümrük tarife istatistik pozisyonlarında sınıflandırılan “birinci elyaf yüzey (kraftlayner) kağıtları” tanımlı olanların anılan ülkeden ithalinde dampinge karşı önlemlerin yürürlüğe konulmasına dair 2015/28 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ ile Tebliğin dayanağı 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin önlenmesi Hakkında Kanunun 6’ncı maddesindeki “İthalat Genel Müdürünün veya görevlendireceği genel müdür yardımcısının başkanlığında” ve “İthalat Genel Müdürlüğünün ilgili daire başkanından” ibarelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine müracaat edilmesi istenilerek, anılan Kanun hükümlerine dayanılarak hazırlanan İthalatta Haksız Rekabetin önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 43’üncü maddesinde yer alan “İthalat Genel Müdürünün veya görevlendireceği genel müdür yardımcısının başkanlığında” ve “İthalat Genel Müdürlüğünün ilgili daire başkanından” ibarelerinin ve 44’üncü maddesinde yer alan “Kurul, gerekli hallede Kurul Başkanının daveti üzerine toplanır. Toplantı gündemi, Genel Müdürlük tarafından hazırlanır ve gündemde görüşülecek maddelere ilişkin bilgiler Kurul üyelerine önceden gönderilir” ibaresi ile “Oyların eşit olması halinde, Kurul Başkanının oy vermiş olduğu taraf çoğunluğu sağlamış kabul edilir” ve “Kurul Başkanı, görüşülecek konuların niteliğine göre ve istişari mahiyette olmak üzere, Kurul toplantılarına üniversiteler ve ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerini davet edebilir” ibarelerinin iptali istemiyle açılmıştır.

Davada iptali istenilen 2015/28 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin önlenmesine İlişkin Tebliğ, Dairemizin 28.12.2017 gün ve E:2015/6922; K:2017/6614 sayılı kararıyla iptal edildiğinden, anılan Tebliğin iptali istemi hakkında ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği oyu ile, kararın bu kısmına katılmıyoruz.

 

 

T.C.    

DANIŞTAY   

YEDİNCİ DAİRE     

Esas No: 2015/6923

Karar No: 2017/6615

Davacı: International Paper Company

Vekili: Av. İlmutluhan SELÇUK

Davalı: Ekonomi Bakanlığı

Vekili: Av. İhsan Mert UYSAL

İstemin Özeti: 14.7.2015 tarih ve 29416 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4804.11.11.10.00, 4804.11.15.10.00 ve 4804.11.90.10.00 gümrük tarife istatistik pozisyonlarında sınıflandırılan “metrekaresi 175 gramı geçmeyen beyazlatılmamış kraftlayner kağıtlar” cinsi eşyanın Amerika Birleşik Devletleri menşeli’ olanlarının ithalinde dampinge karşı verginin yürürlüğe konulmasına dair 2015/28 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğin 35’inci maddesinde yer alan dampinge karşı kesin önlemlerden davacı hakkında olan %9,43 oranında dampinge karşı vergi uygulanmasına ilişkin kısmının; yerli endüstriyi koruma amacını aşar mahiyette önlem ihtiva etmesi nedeniyle kamu yararına ve orantılılık ilkesine aykırı olduğu, damping marjının hatalı hesaplandığı, savunma ve görüşlerinin alınmadığı, zarar şartının gerçekleştiği ve illiyet bağının gösterilmediği, soruşturma dönemine yakın SD-1 dönemini değil, SD-2 döneminin emsal alındığı, kraftlayner üretiminin tüketimi karşılayamadığı, ithalat yapmak zorunda olan başka yerli endüstrinin cezalandırıldığı, endüstriyi

div#stuning-header .dfd-stuning-header-bg-container {background-image: url(https://www.cncgumruk.com/wp-content/uploads/2022/07/back.jpg);background-color: #ffc800;background-size: initial;background-position: top center;background-attachment: scroll;background-repeat: initial;}#stuning-header div.page-title-inner {min-height: 550px;}