30.11.2018 39358607 Teslim Alınan Yabancı Plakalı Taşıt Masraflarının yükümlü kusurunun olup olmadığına göre bütçeden veya yükümlü tarafından karşılanması

30.11.2018 39358607 Teslim Alınan Yabancı Plakalı Taşıt Masraflarının yükümlü kusurunun olup olmadığına göre bütçeden veya yükümlü tarafından karşılanması

T.C.

TİCARET BAKANLIĞI

Gümrükler Genel Müdürlüğü

Sayı     :72093537-225.99

Konu   :Gümrük İdarelerince Teslim Alınan

Yabancı Plakalı Taşıtlara İlişkin

Masraflar

 

30.11.2018 / 39358607

DAĞITIM YERLERİNE

 

 

Malumları olduğu üzere, Geçici İthal Edilen Kara Taşıtlarına İlişkin Gümrük Genel Tebliği’nin (Seri No:1) “Şartların ihlali” başlıklı 19 uncu maddesine göre, geçici ithaline izin verilen kişisel ve ticari kullanıma mahsus kara taşıtlarının; getiriliş amacı dışında kullanılması, bir başkasına kiralanması, ödünç verilmesi, başka bir şahsa izinsiz devredilmesi, satılması, hak sahibi olmayan kişilerce kullanılması, taşıtla birlikte giren ve belgelerinde kayıtlı olan parçalarının izinsiz olarak değiştirilmesi, yurtta kalma süreleri içerisinde yurtdışına çıkarılmaması veya herhangi bir gümrük idaresine teslim edilmemesi hâlinde, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Kanunun 238 inci maddesi hükümleri uyarınca işlem yapılacağı ve geçici ithal izni iptal edilerek taşıt gümrük idaresince teslim alınacağı hükme bağlanmış olup bu kapsamdaki araçların gümrük idaresince teslim alınması ve öncelikle gümrük idaresine ait ambarlara, yoksa antrepo, geçici depolama yeri veya gümrük idaresince uygun bulunan yerlere konulması gerekmektedir. Bu çerçevede, kolluk birimlerince yapılan yol denetimlerinde bahsi geçen fiillerin işlendiğinin tespit edilmesi halinde söz konusu taşıt en yakın gümrük idaresine ya da yediemin otoparklarına teslim edilmektedir.

Bakanlığımıza intikal eden olaylardan bu şekilde gümrük idarelerine ya da yediemin otoparklarına teslim edilen taşıtlarla ilgili olarak oluşabilecek nakliye gideri ve teslim öncesi otopark veya yediemin ücreti gibi masrafların nasıl karşılanacağı yönünde tereddüt yaşandığı anlaşılmıştır.

Konuyla ilgili olarak, Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğünden alınan 06/04/2018 tarihli ve 33397590 sayılı yazıda; geçici ithalat kapsamında getirilen kişisel kullanıma mahsus araçların gümrük idaresine hak sahibince teslimi gerektiğinden, şartların ihlali nedeniyle söz konusu araçların kolluk kuvvetlerince veya başka bir şekilde gümrük idaresine teslim edilmesi halinde oluşacak nakliye giderleri ile otopark veya yediemin ücretlerinden hak sahibinin sorumlu olduğu, hak sahibinin aracı yurt dışı etmesinin veya gümrüğe teslim etmesinin esas olduğu, ilgili mahkemesince sahibine iade kararı verilmesi nedeniyle gümrük idaresince Gümrük Kanununun 238 inci maddesine göre işlem yapıldığı durumlarda ise yapılan/yapılacak giderlerin hak sahibince veya hak sahibine rücu edilmek üzere gümrük müdürlüğünce karşılanabileceği, aracın tasfiye edilmesi halinde ise, Tasfiye Yönetmeliğinin 64 üncü maddesi uyarınca satış bedelinin %15’ine kadar ardiye ve diğer hizmetler karşılığında ödeme yapılabileceği; söz konusu araçların, 5607 sayılı Kanun uyarınca alıkonulan araçlardan olmaması nedeniyle, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre Elkonulan Eşya ve Alıkonulan Taşıtlara İlişkin Uygulama Yönetmeliği kapsamına girmediği; aracın tasfiye edilmeden sahibine iadesi durumunda hak sahibince karşılanması gereken masrafların veya taşıtların teslim edildiği yediemin otoparkından teslim alınması için yapılan masrafların Döner Sermaye İşletmesi Bütçesinden karşılanmasının mümkün bulunmadığı ifade edilmiştir.

Hukuk Müşavirliğinin ekte bir örneği gönderilen 17/10/2018 tarihli ve 38029683 sayılı yazısında da rejim ihlali nedeniyle gümrük idarelerince yapılan/yapılacak giderlerin hak sahibince karşılanmasının; çeşitli sebeplerle hak sahibine ulaşılamaması veya ulaşılsa bile masrafların tahsil edilememesi hallerinde söz konusu masrafların (nakliye, indirme, bindirme vb.) hak sahibine (6098 sayılı Kanunun 49 ve devamı maddelerine istinaden) rücu edilmek üzere gümrük müdürlüğünce karşılanmasının; eylemin 5607 sayılı Kanun kapsamında kalan bir suç olması halinde anılan Kanunun 11 inci maddesinin beşinci fıkrasının dikkate alınmasının; Bakanlığımız sistemlerinde yaşanan aksaklıklar, veri aktarımında yaşanan sıkıntılar, kamu personelinin hatası gibi yükümlüye kusur atfedilemediği hallerde hak sahibinin yapılan masraflardan sorumlu tutulmamasının, rejim ihlaline konu aracın satılarak tasfiye edilmiş olması halinde, talep edilecek masraf tutarında Tasfiye Yönetmeliğinin 64 üncü maddesinin birinci fıkrasının göz önünde bulundurulmasının uygun olacağı mütalaa edilmiştir.

Bunun üzerine, Strateji Geliştirme Başkanlığınından alınan ve bir örneği ilişikte gönderilen 20/11/2018 tarihli ve 39045349 sayılı yazıda yükümlüye kusur atfedilmediği durumlarda, kasıt, kusur ve ihmalin söz konusu olmadığının harcama yetkilisi tarafından değerlendirilmesi durumunda, yabancı plakalı taşıtlara ilişkin yapılan masrafların gümrük idaresinin bütçesinden karşılanmasının mümkün olduğu; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 51’inci maddesi uyarınca, bütçe ödenekleri kullanılarak yapılacak olan harcamaların, Devlet muhasebesi kayıtlarında ekonomik sınıflandırmanın dördüncü düzeyini de kapsayacak şekilde gerçekleştirilmesi gerektiği; muhasebe kayıtlarında harcamaların gösterilmesinde kullanılacak olan ekonomik sınıflandırma kodlarının yer aldığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanmış olan, 2018-2020 dönemi arasında bütçe uygulama sürecinde esas alınacak Analitik Bütçe Sınıflandırmasına İlişkin Rehber’de “03.5” ekonomik kodu altında Hizmet Alımlarının tanımlanmış olduğu, söz konusu masrafların da hizmet alımı olarak değerlendirilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir.

Bilgi alınması ve geçici ithalat rejimi kapsamında getirilen kişisel kullanıma mahsus kara taşıtlarının kolluk birimlerince yapılan yol denetimleri neticesinde gümrük idarelerine ya da yediemin otoparklarına teslim edilmesinden dolayı oluşacak masrafların (çekici, otopark, yediemin ücretleri vb.); rejim ihlali durumunda hak sahibince karşılanması, izin hak sahibinin kasıt, kusur veya ihmalinin söz konusu olmadığı durumlarda Strateji Geliştirme Başkanlığının anılan yazısında belirtilen hususlar çerçevesinde işlem yapılması hususunda gereğini rica ederim.

 

Mustafa GÜMÜŞ

Bakan a.

Genel Müdür

 

 

 

 

 

 

Ek       :2 adete yazı

Dağıtım:

Tüm Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlükleri

 

 

T.C.

TİCARET BAKANLIĞI

Hukuk Müşavirliği

Sayı     :11985113-045.02[HYS214111]

Konu   :Geçici İthal Edilen Kara Taşıtlarına

İlişkin Olarak Ortaya Çıkan

Masraflar

 

17.10.2018 / 38029683

GÜMRÜKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

 

 

İlgi : 18/09/2018 tarihli ve 72093537-225.99/37269324 sayılı yazınız.

İlgi yazınızda özetle; Geçici İthal Edilen Kara Taşıtlarına İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Seri No:1)’in “Şartların ihlali” başlıklı 19 uncu maddesinde, geçici ithaline izin verilen kişisel ve ticari kullanıma mahsus kara taşıtlarının getiriliş amacı dışında kullanılması, bir başkasına kiralanması, ödünç verilmesi, başka bir şahsa izinsiz devredilmesi, satılması, hak sahibi olmayan kişilerce kullanılması, taşıtla birlikte giren ve belgelerinde kayıtlı olan parçalarının izinsiz olarak değiştirilmesi, yurtta kalma süreleri içerisinde yurtdışına çıkarılmaması veya herhangi bir gümrük idaresine teslim edilmemesi hâlinde, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Gümrük Kanununun 238 inci maddesi hükümleri uyarınca işlem yapılacağı ve geçici ithal izni iptal edilerek taşıt gümrük idaresince teslim alınacağının düzenlendiği,

Bu çerçevede, söz konusu araçların gümrük idaresince teslim alınması ve öncelikle gümrük idaresine ait ambarlara, yoksa antrepo, geçici depolama yeri veya gümrük idaresince uygun bulunan yerlere konulmasının gerektiği,

Uygulamada da, bahsi geçen kabahatin işlendiğinin tespit edilmesi halinde kolluk birimlerince taşıtların en yakın gümrük idaresine ya da yediemin otoparklarına teslim edildiği,

Gümrük idarelerine ya da yediemin otoparklarına teslim edilen taşıtlarla ilgili olarak oluşan nakliye giderleri ve teslim öncesi otopark veya yediemin ücreti gibi masrafların nasıl karşılanacağı yönünde uygulamada tereddüt yaşandığı,

Konuya ilişkin olarak Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğünden alınan 06/04/2018 tarihli ve 33397590 sayılı yazıda, şartların ihlali nedeniyle söz konusu araçların kolluk kuvvetlerince veya başka bir şekilde gümrük idaresine teslim edilmesi halinde oluşacak nakliye giderleri ile otopark veya yediemin ücretlerinden hak sahibinin sorumlu olduğu, hak sahibinin aracı yurt dışı etmesinin veya gümrüğe teslim etmesinin esas olduğu, gümrük idarelerince yapılan/yapılacak giderlerin hak sahibince veya hak sahibine rücu edilmek üzere gümrük müdürlüğünce karşılanabileceği, aracın tasfiye edilmesi halinde ise, Tasfiye Yönetmeliğinin 64 üncü maddesi uyarınca satış bedelinin %15’ine kadar ardiye ve diğer hizmetler karşılığında ödeme yapılabileceği,

Söz konusu araçların, 5607 sayılı Kanun uyarınca alıkonulan araçlardan olmaması nedeniyle, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre Elkonulan Eşya ve Alıkonulan Taşıtlara İlişkin Uygulama Yönetmeliği kapsamına girmediği,

Aracın tasfiye edilmeden sahibine iadesi durumunda hak sahibince karşılanması gereken masrafların veya aracın yediemin otoparkından teslim alınması için yapılan masrafların Döner Sermaye İşletmesi Bütçesinden karşılanmasının mümkün olmadığı görüşlerine yer verildiği belirtilerek,

Kolluk birimlerince gümrük idaresine veya yediemin otoparklarına teslim edilen yabancı plakalı taşıtlara ilişkin olarak yapılan masrafların, yükümlünün kusurlu olması durumunda yükümlüden tahsil edilmesinin, yükümlünün kusurlu olmadığı durumlarda da (Bakanlığımız veya İçişleri Bakanlığı sistemlerinde yaşanan aksaklıklar, veri aktarımında yaşanan sıkıntılar vb. nedenlerle) gümrük idaresi tarafından karşılanmasının uygun olacağı görüşlerine yer verilerek konuya ilişkin Müşavirliğimiz görüşlerinin bildirilmesi istenilmektedir.

Bilindiği üzere 4458 sayılı Gümrük Kanununun 238 inci maddesinde, “241 inci maddenin üçüncü fıkrasının (h), (l) ve (m) bentleri, dördüncü fıkrasının (g) ve (h) bentleri ile beşinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen durumlar hariç, dâhilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ile geçici ithalat rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı, tam muafiyet suretiyle geçici olarak ithal edilen özel kullanıma mahsus taşıtlar için gümrük vergileri tutarının dörtte biri oranında para cezası verilir. Ancak, dâhilde işleme rejimi kapsamı ithal eşyasının, işleme faaliyetindeki hali veya işlem görmüş ürün hali de dahil olmak üzere rejim çerçevesinde izin verilen yerlerde tespiti halinde, ithal eşyasının gümrük vergileri tutarının iki katı oranında para cezası verilir. Bu cezanın ödeme süresi içinde eşyanın gümrükçe onaylanmış başka bir işlem veya kullanıma tabi tutulmaması halinde eşyanın gümrük vergileri tutarında para cezası tahsil edilir.” hükmüne yer verilerek, geçici ithalat rejimine ilişkin hükümlerin ihlali kabahat olarak düzenlenmiş ve bu kabahate uygulanacak yaptırım belirlenmiştir.

Diğer taraftan, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında da, “Belli bir amaç için kullanılmak veya işlenmek üzere ülkeye geçici ithalat ve dahilde işleme rejimi çerçevesinde getirilen eşyayı, hile ile yurt dışına çıkarmış gibi işlem yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” hükmüne yer verilerek, geçici ithal edilen eşyanın yurt dışına çıkmış gibi gösterilmesi suç kabul edilmiştir.

22/04/2011 tarihli ve 27913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Geçici İthal Edilen Kara Taşıtlarına İlişkin Gümrük Genel Tebliği (Seri No:1)’nde de, geçici ithalat rejimi kapsamında ithal edilen kişisel ve ticari kullanıma mahsus yabancı plakalı kara taşıtlarına uygulanacak işlemlere ilişkin usul ve esaslar belirlenmiş ve anılan Tebliğin 19 uncu maddesinde, geçici ithaline izin verilen kişisel ve ticari kullanıma mahsus kara taşıtlarının, getiriliş amacı dışında kullanılması, bir başkasına kiralanması, ödünç verilmesi, başka bir şahsa izinsiz devredilmesi, satılması, hak sahibi olmayan kişilerce kullanılması, taşıtla birlikte giren ve belgelerinde kayıtlı olan parçalarının izinsiz olarak değiştirilmesi, yurtta kalma süreleri içerisinde yurtdışına çıkarılmaması veya herhangi bir gümrük idaresine teslim edilmemesi hâlinde, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Gümrük Kanununun 238 inci maddesi hükümleri uyarınca işlem yapılacağı ve aracın geçici ithal izninin iptal edilerek gümrük idaresince teslim alınacağı düzenlenmiştir.

Söz konusu araçların teslimine yönelik olarak ise anılan Tebliğin 20 nci maddesinin beşinci fıkrasında, “Kanunun 238 inci maddesi kapsamında ceza uygulanması hâlinde, tahakkuk eden para cezasının tahsil edildiğinin ya da teminata bağlandığının anlaşılması halinde taşıtın çıkışına izin verilir.” düzenlemesine yer verildiği görülmekte; rejim şartlarının ihlali ile birlikte gündeme gelen nakliye, muhafaza, otopark vb. masrafların tahsiline yönelik olarak herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği müşahede edilmektedir.

Bilindiği üzere, toplumsal hayatın güven, huzur ve sağlık içinde devamına, kamu düzeninin bozulmamasına yönelik olarak konulmuş olan kurallara riayet esas olup, aksi davranışta bulunan kişiler bu davranışlarının sonucuna katlanma, neden oldukları zararı karşılama, yaptırımlara boyun eğmek zorundadırlar.

Yukarıda yer verilen düzenlemeler incelendiğinde de öz olarak, geçici ithal rejimi kapsamında yurda getirilen taşıtların verilen süre sonunda aynen yurt dışına çıkarılmasının benimsendiği ve buna ilişkin usul ve esasların belirlendiği görülmektedir. Bu bağlamda, söz konusu taşıtların verilen süre sonunda yurt dışına çıkarılması zorunlu olup, aksi davranışın sebep olacağı masrafların, kamu otoritesince konulmuş olan kurallara uymayan kabahatli tarafından karşılanması hukuki sorumluluğun bir gereğidir.

Bununla birlikte, çeşitli sebeplerle kabahatliye ulaşılamaması, ulaşılsa bile masrafların tahsil edilememesi, rejim ihlaline konu araç hakkında meri mevzuat uyarınca yapılması gereken işlemlerin yerine getirilmesine engel oluşturamaz.

Diğer taraftan, idari veya yargı mercii tarafından söz konusu eylemin rejim ihlali oluşturmadığına karar verildiği, kabahatlinin söz konusu eylemde herhangi bir kusurunun bulunmadığı hallerde kabahatlinin oluşan masraflardan sorumlu tutulması, hukuki sorumluluğun unsurlarından olan kusur ilkesine aykırıdır. Zira 6098 sayılı Borçlar Kanununun 49 uncu maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmüne yer verilerek, haksız fiil sorumluluğu için failin kusurlu olması, haksız fiil sorumluluğunun bir unsuru olarak kabul edilmiştir.

Bununla birlikte, geçici ithal edilen taşıta ilişkin olarak izin hak sahibinin tercihi doğrultusunda işlem yapıldığı hallerde (örneğin anılan Tebliğin 32 inci maddesi uyarınca gümrük gözetimindeki araç için ek üç aylık süre kullanılması), oluşan masraflardan yine izin hak sahibi sorumlu olmak durumundadır.

Ayrıca, konuya ilişkin olarak rejim ihlaline konu aracın tasfiye edilmiş olmasının ayrıca göz önüne bulundurulması gerekmektedir.

Zira anılan Tebliğin 32 nci maddesinde, “Gümrük idaresince teslim alınan taşıtlar Gümrük Yönetmeliğinin 79 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gümrük gözetiminde üç ay kalabilir. Bu süre, talep halinde mücbir sebep belgesi aranmaksızın ilgili gümrük müdürlüğünce üç aya kadar uzatılabilir. Bu süreler içerisinde taşıtın mülkiyet sahibi veya kanuni mirasçıları, izin hak sahibi veya bunların temsilcileri tarafından gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım belirlenerek buna ilişkin işlemlere başlanılmayan taşıtlar hakkında herhangi bir adli veya idari araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma bulunmaması halinde Gümrük Yönetmeliğinin 86 ncı maddesi uyarınca tasfiye hükümleri uygulanır.” düzenlemesine,

Gümrük Yönetmeliğinin 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, “Kanunun 46 ncı ve 48 inci maddeleri ile bu Yönetmeliğin 76 ncı ve 79 uncu maddelerinde belirtilen süreler içerisinde gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanım belirlenerek buna ilişkin işlemlere başlanmayan eşya ile kişisel kullanıma mahsus kara taşıtları hakkında herhangi bir adli veya idari takibat olmaması halinde tasfiye hükümleri uygulanır. Gümrük idareleri, bu tür eşyayı durumu belirleninceye kadar eşya sahibinin risk ve hesabına gümrüğün denetimindeki uygun göreceği bir yere sevk edebilir veya söz konusu eşya sahipleri hesabına geçici depolama yeri işleticisince antrepoya kaldırılabilir. Bu tür işlemlerin yapılması sırasında eşya hakkında tasfiye hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” düzenlemesine,

4458 sayılı Gümrük Kanununun 180 inci maddesinin birinci fıkrasıyla aynı doğrultuda olan Tasfiye Yönetmeliğinin 64 üncü maddesinde de, “(1) 4458 sayılı Kanunun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (b), (e), (f), (g) ve (k) bentlerinde ve ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen eşyanın satış bedelinden sırasıyla;

a) Hizmet karşılığı alacaklar ve yapılmış masraflar karşılığı olarak yüzde onbeşi,

b) Gümrük vergileri,

c) Satış için yapılmış masraflar karşılığı olarak yüzde ellisi,

ç) Para cezaları,

ayrılarak hak sahiplerine dağıtılır. Bu bedellerin dağıtımından sonra artan para olursa, eşya sahipleri adına emanet hesabına alınır. Emanete alındığı tarihten itibaren bir yıl içinde alınmayan para döner sermayeye gelir kaydedilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Buna göre, aracın tasfiye edilmiş olması halinde, sırasıyla, hizmet karşılığı alacaklar ile yapılmış masraflar karşılığı olarak satış bedelinin yüzde on beşinin, gümrük vergilerinin, aracın satışı için yapılmış masraflar karşılığı olarak satış bedelinin yüzde ellisinin ve son olarak para cezalarının öncelikle tahsil edilmesi, kalan paranın eşya üzerinde hak sahibi olan kişilere dağıtılması, akabinde halen arta kalan para olursa eşya sahipleri adına emanet hesabına alınması, emanete alındığı tarihten itibaren bir yıl içinde alınmayan paranın da döner sermayeye gelir kaydedilmesi zorunlu bulunmaktadır.

Bu nedenle, kabahatliden talep edilecek masraf bedelinin tespitinde, şayet araç satılarak tasfiye edilmişse, yukarıda yer verilen Yönetmelik düzenlemesi uyarınca yapılmış olan işlemlerin de göz önünde bulundurulması uygun olacaktır.

Konuya ilişkin olarak ayrıca belirtilmelidir ki; 5607 sayılı Kanunun “Elkonulan Eşyanın Muhafazası” başlıklı 11 inci maddesinin altıncı fıkrasında, “Kaçak akaryakıt hariç el konulan ve alıkonulan her türlü eşya, yük hayvanı ve taşıtların muhafazası, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması, nakliyesi ve imhası gibi nedenlerle el konulduğu andan itibaren yapılan masraflar, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanır. Bu kapsamda yapılacak her türlü mal, araç, gereç ve hizmet alımlarında 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz.” hükmünü amir olup, anılan Kanunun 3 üncü maddesinde yer verilen “Belli bir amaç için kullanılmak veya işlenmek üzere ülkeye geçici ithalat edilen eşyayı, hile ile yurt dışına çıkarmış gibi işlem yapmak” eyleminin söz konusu olduğu hallerde, taşıtların muhafazası, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması, nakliyesi ve imhası gibi nedenlerle el konulduğu andan itibaren yapılan masrafların Bakanlığımız döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanmasının, buna mukabil yapılan masrafların faile rücu edilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Yukarıda yer verilen maddi ve hukuki tespitler çerçevesinde yapılan değerlendirme sonucunda;

a) Rejim ihlali nedeniyle gümrük idarelerince yapılan/yapılacak giderlerin hak sahibince karşılanmasının,

b) Çeşitli sebeplerle hak sahibine ulaşılamaması veya ulaşılsa bile masrafların tahsil edilememesi hallerinde söz konusu masrafların (nakliye, indirme, bindirme vb.) hak sahibine (6098 sayılı Kanunun 49 ve devamı maddelerine istinaden) rücu edilmek üzere gümrük müdürlüğünce karşılanmasının,

c) Eylemin 5607 sayılı Kanun kapsamında kalan bir suç olması halinde anılan Kanunun 11 inci maddesinin beşinci fıkrasının dikkate alınmasının,

ç) İlgi yazınızda örnek verildiği üzere, Bakanlığımız sistemlerinde yaşanan aksaklıklar, veri aktarımında yaşanan sıkıntılar, kamu personelinin hatası gibi yükümlüye kusur atfedilemediği hallerde kabahatlinin yapılan masraflardan sorumlu tutulmamasının,

d) Rejim ihlaline konu aracın satılarak tasfiye edilmiş olması halinde, talep edilecek masraf tutarında Tasfiye Yönetmeliğinin 64 üncü maddesinin birinci fıkrasının göz önünde bulundurulmasının,

e) Söz konusu masrafların tahsil edilmeden aracın teslim edilmeyeceğine yönelik olarak anılan Tebliğde düzenleme yapılmasının,

uygun olacağı düşünülmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

 

Av. Suavi ÖNAL

I. Hukuk Müşaviri V.

 

 

T.C.

TİCARET BAKANLIĞI

Strateji Geliştirme Başkanlığı

Sayı     :27895559-612.99

Konu   :Gümrük İdarelerince Teslim Alınan

Yabancı Plakalı Taşıtlara İlişkin

Masraflar

 

20.11.2018 / 39045349

GÜMRÜKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

 

 

İlgi      :12.11.2018 tarihli ve 38727612 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızda; geçici ithalat rejimi ihlaline konu olduğu gerekçesiyle gümrük idaresine veya yediemin otoparklarına teslim edilen yabancı plakalı taşıtlara ilişkin yapılan masrafların gümrük idaresinin bütçesinden karşılanmasının gerektiği durumlarda, uygulamanın nasıl yürütüleceğinin açıklığa kavuşturulmasına yönelik Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.

Konu hakkında Genel Müdürlüğünüz ile gerçekleştirilen şifahi görüşmeler neticesinde, geçici ithalat rejimi ihlaline konu olduğu gerekçesiyle, gümrük idaresine veya yediemin otoparklarına teslim edilen yabancı plakalı taşıtlara ilişkin yapılan masrafların, her zaman kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda oluşmadığı, geçici ithalat rejimi ihlal sorgulamalarının yapıldığı sistemde yaşanılan aksaklıklar nedeniyle de oluşabildiği anlaşılmıştır.

Bu kapsamda, kasıt, kusur ve ihmalin söz konusu olmadığının harcama yetkilisi tarafından değerlendirilmesi durumunda, sehven geçici ithalat rejimi ihlaline konu olduğu gerekçesiyle gümrük idaresine veya yediemin otoparklarına teslim edilen yabancı plakalı taşıtlara ilişkin yapılan masrafların gümrük idaresinin bütçesinden karşılanmasının mümkün olduğu düşünülmektedir.

Bununla birlikte, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 51’inci maddesi uyarınca, bütçe ödenekleri kullanılarak yapılacak olan harcamaların, Devlet muhasebesi kayıtlarında ekonomik sınıflandırmanın dördüncü düzeyini de kapsayacak şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Bir aracın bir yerden başka bir yere taşınması ve otoparkta muhafaza edilmesi, bir hizmet alımı yapılmasını gerektirmektedir.

Muhasebe kayıtlarında harcamaların gösterilmesinde kullanılacak olan ekonomik sınıflandırma kodları, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanmış olan, 2018-2020 dönemi arasında bütçe uygulama sürecinde esas alınan Analitik Bütçe Sınıflandırmasına İlişkin Rehber’de yer almaktadır.

Söz konusu Rehber’de, “03.5” ekonomik kodu altında Hizmet Alımları tanımlanmış olup, söz konusu masrafların hizmet alımı olarak değerlendirilmesinin uygun olacağı mütalaa edilmektedir.

Bilgilerinize arz ederim.

 

Eşref BAŞKAN

Daire Başkanı

div#stuning-header .dfd-stuning-header-bg-container {background-image: url(https://www.cncgumruk.com/wp-content/uploads/2022/07/back.jpg);background-color: #ffc800;background-size: initial;background-position: top center;background-attachment: scroll;background-repeat: initial;}#stuning-header div.page-title-inner {min-height: 550px;}